İKİNCİ EL AYIPLI ARAÇ SATIŞINDA SATICININ SORUMLULUĞU

 

İkinci el araç piyasası oldukça riskli satışların olduğu bir alandır. 2. el olarak alınan araçlarda konuşulanın dışında aksaklıklar çıkabilmektedir. Genellikle insanlar aracın ikinci el olmasından ötürü satıcıya karşı bir hak talep etme imkanı olmadığını düşünse de durum böyle değildir.

Yazımızda ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğunu çeşitli ihtimalleri gözeterek ele alacağız. Araç satın alan kişiler ne gibi haklara sahiptir, ne gibi yollara başvurulabilir bunları izah edeceğiz. Önemli bir konudan bahsettiğimiz için yazımızı dikkatli okumanızı tavsiye ederiz.

İkinci El Araç Satışında Satıcının Ayıp Nedeniyle Sorumluluğu Nedir?


Bir aracın ikinci el olması ile sıfır olması arasında satıcının sorumluluğu bakımından muhakkak fark olacaktır. Ancak her iki halde de satıcının araçla ilgili vaat ettiğinin dışında bir durum ortaya çıkması halinde satıcı bundan sorumlu tutulur.

İkinci el araç satanın sorumluluğu yalnızca biraz daha kısıtlı olur. Bu duruma ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğu diyoruz. 2.  el araç satışında satıcının sorumluluğunun biraz daha kısıtlı olduğunu söyledik ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu alıcının haklarını gene de alıcıya geniş haklar vermiştir.

İkinci el araç satışında alıcının haklarına aşağıda değineceğiz. Ancak öncesinde ikinci el araç satışında ayıp ve gizli ayıp nedir buna değineceğiz. Çünkü ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğu ayıp hükümlerine göre belirlenir.


İkinci El Araçta Ayıp ve Gizli Ayıp Nedir?

Satılan şeyin satıcının bildirdiği vasıfları taşımamasından değerini veya sözleşme gereğince beklenen faydaları azaltan ya da kaldıran eksikliklerinin bulunmasına ayıp denir. Satıcı, alıcının satış sırasında bilmekte olduğu ayıplardan sorumlu olmadığı gibi, satılana olağan dikkati göstermekle fark edebileceği ayıplardan da ancak onların mevcut olmadığını garanti etmişse sorumlu olur.

Dolayısıyla 2. el araç satışında satıcının ayıptan ötürü sorumlu tutulabilmesi için:

·        Araçtaki ayıbın gizli olması gerekir. Yani olağan – sıradan bir gözden geçirme ile anlaşılması mümkün olmamalıdır.

·        Olağan bir gözden geçirme ile fark edilebilecek ayıplardan ötürü ise satıcı böyle bir ayıbın olmadığını garanti etmişse bunu bildirmişse sorumlu olur.

Ayıplı araç alan kişinin haklarının neler olduğuna ve çeşitli ihtimallere geçmeden önce bir tablo ile sizlere konuyu özetlemek isteriz. Konunun ayrıntıları tablonun altında devam eden yazımızda yer alıyor.


İkinci El Araç Satışında Satıcının Sorumluluğu

Alıcının hakları nelerdir?

Aracı geri vererek sözleşmeden dönme, bedelde indirim isteme, tamirat veya benzeri ile değiştirme

Sözleşmeden dönülünce ne olur?

Araç eldeki haliyle iade edilir, ödenen bedel faiziyle geri alınır, yargılama gideri ve araca yapılan masraflar geri alınır, zararlardan ötürü tazminat alınır

Noter sözleşmesinin etkisi nedir?

Genel ifadeler satıcının sorumluluğunu kaldırmaz. Özel olarak belirtilen ayıplardan ötürü sorumluluk kalkar.

Ekspertiz raporunun etkisi nedir?

Raporda belirtilen ayıplardan ötürü sorumluluk kalkar. Ancak bir ayıbın raporda yer almaması satıcının sorumluluğunu kaldırmaz.

Hasar kaydının etkisi nedir?

Kayıtta yer alan ayıplardan ötürü sorumluluk kalkar. Ancak bu kayıtlarda aracın ayıbına ilişkin çok bilgi yer almadığından çok bir etkisi yoktur.

Alıcının bildiği ayıpların etkisi nedir?

Alıcının bildiği ayıplardan ötürü sorumluluk kalkar. Ancak alıcının ayıpları bildiğini ispat yükü satıcıdadır. İspatlayamazsa alıcının bilmediği varsayılır.

Alıcının gözden geçirme yükümü nedir?

Alıcı imkan bulur bulmaz aracı gözden geçirip ayıpları satıcıya bildirmelidir. Ancak gizli ayıplar için bu geçerli değil. Bunlar ne zaman görülürse o zaman bildirilir.

Satıcı ayıbı bilmiyorsa?

Satıcının ayıbı bilip bilmemesi önemli değildir. Sorumluluğu devam eder.

Satıcının ayıbı bilerek gizlemesi

Bu durumda satıcının kötüniyeti ve ağır ihmali söz konusudur. Satıcı alıcının bildirim yükümünü yerine getiremediği savunmasında bulunamaz.

Aracın piyasanın altında satılması

Aracın piyasa ederinin altında satılması, alıcının ayıbı bildiği anlamına gelmez.

Aracın galeriden alınması

Galeriden alındığı zaman alıcının haklarına halel gelmez, kimi durumda daha geniş haklar söz konusu olur.

Araçtaki ayıbın çok sonra fark edilmesi

Satın alma tarihinden itibaren 2 yıl içinde bildirilmelidir. Eğer satıcının ağır ihmali varsa 2 yıllık süre uygulanmaz.

Görevli ve yetkili mahkeme neresidir?

Davalının yerleşim yerinde bulunan asliye hukuk mahkemesi

Dava sürerken araç satılabilir mi?

Satılabilir, devredilebilir. Böyle bir durumda seçimlik haklardan somut olayın niteliğine uyanı kullanılır.

Dava sürerken aracın kazaya uğraması

Ayıp, beklenmedik hal, mücbir nedenden ötürü araç hasara uğrarsa seçimlik haklar gene kullanılır. Aracın elde kalan kısmı verilir.

Ayıplı İkinci El Araç Alan Kişinin Hakları Nelerdir?

2. el araç satışında satıcının sorumluluğu kapsamında alıcının ne gibi hakları vardır? Bunlar temel olarak TBK madde 227 düzenlemesinde yer alır.

Aşağıda detaylı olarak incelediğimiz şartlar oluşmuşsa ve araç ayıplıysa alıcı şu hakları satıcıdan talep edebilir:

·        Alıcı ikinci el aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilir.

·        Aracı alıkoyarak ayıp oranında bedelde indirim talep edebilir.

·        Aşırı bir masraf gerektirmiyorsa aracın satıcı tarafından ücretsiz onarılmasını talep edebilir.

·        Eğer mümkünse (genelde mümkün olmaz) aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep edebilir.

Alıcı eğer bir zarara uğramışsa genel hükümler kapsamında tazminat talep edebilir. Bunun önemli ayrıntılarına aşağıda değineceğiz.  Satıcının alıcıya aynı malın ayıpsız benzerini hemen vererek seçimlik haklarını kullanmasını engelleme imkanı kanunda yer alsa da uygulamada bu çok zordur. Çünkü ikinci el aracın aynı durumda benzerini bulmak çok zordur.

Eğer alıcı sözleşmeden dönerek para iadesi almak istiyorsa ve diğer seçimlik hakların kullanılması (tamir gibi) mümkünse hakim kendisi diğer seçimlik hakların kullanılmasına hükmedebilir.

Eğer ayıp çok büyükse yani neredeyse satış bedeline yakınsa bu sefer alıcı yalnızca sözleşmeden dönme veya ayıpsız benzeri ile değiştirme imkanlarından birisini kullanabilir.

Alıcıya ayıplı olarak verilen araç; ayıp nedeniyle, beklenmedik halden ötürü yahut mücbir sebepten ötürü yok olur veya ağır hasar alırsa alıcı gene yukarıda bahsettiğimiz seçimlik hakları kullanabilir.

Örneğin araçtaki ayıp bir kaza sonrasında öğrenilirse aracın pert olması vs. seçimlik hakların kullanılmasına engel olmaz. Ayıp bu tür bir olaydan önce öğrenilse dahi araç sonradan pert olur, yok olur vs. olursa gene bu haklar kullanılabilir. Bu durumda alıcı yalnızca aracın elinde kalan kısmını vermekle yükümlü olur.

Eğer araçtaki bu tür eksiklikler alıcıdan ötürü ortaya çıkarsa alıcı yalnızca ayıptan ötürü araçtaki değer eksikliğini satıcıdan talep edebilir.

Sözleşmeden dönen alıcı satıcıdan neler alabilir? Şöyle ki:

·        Ödediği satış bedelini faiziyle birlikte geri alabilir.

·        Yargılama giderlerini ve satın aldığı araca yaptığı masrafları talep edebilir.

·        Aracın ayıplı olmasından ötürü doğrudan uğradığı zararların tazminini talep edebilir.

Bunların haricinde uğranılan diğer zararlar da söz konusu olabilir. Satıcının bunları da gidermesi gerekir ancak satıcı bu ‘diğer zararlardan’ ötürü kusuru olmadığını ispat ederse bu ‘diğer zararları’ ödemek durumunda kalmaz. Ancak yukarıda sıraladığımız talepler satıcının kusurundan bağımsızdır. Aşağıda bahsettiğimiz şartlar oluştuğu takdirde satıcı kusuru olmasa da bunları karşılamak zorundadır.

İkinci El Araç Satışında Sıklıkla Görülen Ayıplar

Bir araçtaki her türlü aksaklığı ayıp olarak kabul edip etmemek somut olayın şartlarına bağlıdır. Yani kimi durumda aracın kilometresi ile oynamak ayıp olarak kabul edilmeyebilir kimi durumda ise basit bir boya ayıp olarak kabul edilebilir.

Bunlar tamamen alıcının bu konuda önceden bilgilendirilmiş olmasına bağlıdır. Bu kapsamda bir aksaklığın ayıp olabilmesi için en öncelikli şart alıcının bilgisinin olmamasıdır.

Uygulamada genellikle şu hususlar ayıp olarak kabul edilmektedir:

·        Aracın hasar kaydının olması

·        Değişen parçalarının olması

·        Şasede bozulma, eğilme vs. olması

·        Sunroof, radyo, kapı, far, camlar vs. düzgün çalışmıyor olması

·        Aracın şanzımanında, motorunda vs. aksaklık bulunması

·        Yakıtla ilgili problemler olması

·        Kilometresi ile oynanmış olması

·        Balata veya yağ sisteminin sorunlu olması

·        Sebebi belirlenemese de aracın satıcının vaat ettiğinden düşük performans göstermesi

bu saydıklarımıza benzer bir çok aksaklık 2. el araç satışında satıcının sorumluluğunu doğurabilir.

Noterde İmzalanan Sözleşmenin Ayıba Etkisi

Bilindiği üzere ikinci el araç satışı noterde yapılmaktadır. Burada yapılan sözleşmede alıcının ‘aracı kontrol ettim, bu haliyle kabul ediyorum’ şeklinde irade beyanında bulunduğu görülür. Belirtmemiz gerekir ki bu ifade ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğunu kaldırmaz.

Noterde yapılan bu sözleşmelerin ayrıntı içermesi önemlidir. Araçta ayıp sorumluluğu doğuracak unsurlar buraya eklenmelidir. Bunun da bir avukat yardımı ile yapılması her zaman hukuki problemlerin önüne geçecektir.

Ekspertiz Raporunun Ayıba Etkisi

Artık ikinci el araç satışında expertiz raporu alınması artık çok yaygın bir uygulama. İkinci el araç satışında satıcının sorumluluğu, alınan expertiz raporundaki eksiklikler bakımından kalkar.

Yani expertiz raporunda yer alan hasarlardan alıcı haberdar olarak kabul edilir. Ancak 2. el araç satışında satıcının sorumluluğu expertiz raporunda yer almayan aksaklıklar bakımından devam eder.

Expertiz raporunda hatalı olarak yer alan bilgilerden ötürü de satıcı sorumlu olur. Burada experin sorumluluğunun ne olacağı ayrı bir sorudur. Bununla ilgili olarak “hatalı ekspertiz raporunda eksperin sorumluluğu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Araçtaki Hasar Kaydının Ayıba Etkisi

Araçtaki hasar (tramer) kaydı alıcının bir takım hasar hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar. Dolayısıyla bu kazalardan ötürü ayıp hükümlerine başvurulamaz.

Ancak bir kaza olmuş ve tramere geçmesin diye sıradan bir tamircide bu hasar giderilmişse ve bundan alıcı haberdar edilmemişse bu sefer ayıp söz konusu olur ve yukarıda bahsettiğimiz imkanlar kullanılabilir.

Ayrıca tramer kaydından ve kazadan alıcı haberdar edilmiş olsa da kişiye bunun sonucu hakkında yanıltıcı bilgi verilmiş olabilir. Sözgelimi aracın bir kazaya karıştığı ancak aracın şu şu kısımlarının sorunsuz çalıştığı bahis konusu edilebilir. Eğer sorunsuz olarak tarif edilen kısımlar sorunlu çalışırsa bu sefer ayıp söz konusu olur ve yukarıdaki hukuki imkanlardan yararlanılabilir.

Araçta Alıcının Bildiği Ayıplar

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere ayıp hükümleri Türk Borçlar Kanununda yer alır. Alıcının bildiği ayıplar ise madde 222’de düzenlenmiştir. Buna göre; ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğu, satış sözleşmesi kurulduğu sırada alıcının bildiği ayıpları kapsamaz.

ÖNEMLİ: Burada alıcının hangi ayıbı bilip hangisini bilmediği meselesi gündeme gelecektir. Yani alıcının o ayıbı bilip bilmediğinin ispatı nasıl yapılacaktır? Burada ispat yükümlülüğü satıcının üzerindedir. Yani satıcı alelade bir şekilde ‘ben bu konuda bilgilendirme yapmıştım’ veya ‘alırken bunu biliyordu’ gibi bir savunma yapamaz.

İkinci el araç satışında satıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için alıcıya her türlü ayıp hakkında bilgilendirme yapması ve bunu ispat edebilmesi gerekir. Bu nedenle tramer kaydı, satış sözleşmesi vs. çok önemlidir. Kişiler beklemediği bilmediği bir ayıpla karşılaşırsa bu nedenle satıcıyı rahatlıkla sorumlu tutabilir.

Alıcının Gözden Geçirme Yükümlülüğü

İkinci el araç satışında satıcının sorumluluğuna gidilebilmesi için alıcının olağan gözden geçirme yükümlülüğünü de yerine getirmiş olması gerekir. Türk Borçlar Kanunu madde 223’e göre, alıcı imkan bulur bulmaz satın aldığı şeyi gözden geçirerek satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp olup olmadığını kontrol etmelidir.

Eğer bu şekilde bir ayıp görürse bunu somut olayın şartlarına ‘uygun bir süre içerisinde’ satıcıya bildirmelidir. Eğer bunu ihmal ederse satılanı olduğu gibi kabul etmiş satılır. Ancak bu bahsettiğimiz hükümler açık ayıplar için geçerlidir. Örneğin aracın kaportasında bariz bir sakatlık bulunması, camlardaki bir sorun vs. için bu böyledir.

Olağan gözden geçirme ile anlaşılmayacak, sonradan kullandıkça kendini belli eden ayıplar için bu durum söz konusu değildir. Bu şekilde sonradan ortaya çıkan ayıplar öğrenilir öğrenilmez satıcıya hemen bildirilmelidir. Aksi halde bu şekilde kabul edilmiş sayılır.

ÖNEMLİ: Alıcının olağan gözden geçirme ile fark edebileceği ama olağan gözden geçirme yapmadığı halde satıcıyı sorumlu tutabileceği bir ihtimal vardır. O da satıcının böyle bir ayıp olmadığını taahhüt etmiş olmasıdır (TBK 222/2). Satıcı böyle bir ayıbın olmadığını söylerse olağan gözden geçirme ile fark edilebilecek ayıplardan dahi sorumlu tutulur.

Görüldüğü üzere bildirim yükümü 2.  el araç satışında satıcının sorumluluğu bakımından çok önemlidir. Bu konuda hak kaybı yaşamamak için tecrübeli avukatlarla birlikte çalışarak süreci takip etmek gerekir.

Satıcının Araçtaki Ayıbı Bilmiyor Olması

Satıcının söz konusu ayıbı bilip bilmemesi hiç önemli değildir. Satıcı her halükarda bu ayıptan sorumlu tutulur. Yani satıcı; ‘araçtaki ayıbı bilmiyordum’, ‘bana satan kişi sadece bu bilgileri verdi’, ‘ben aldığımda böyleydi’, ‘benim bu sorundan haberim yok sen yapmışsındır’ gibi herhangi bir savunmada bulunamaz.

Ayıptan sorumlu olur ve bu konuda alıcıyı bilgilendirdiğini ispatlayamazsa yukarıdaki seçimlik haklardan biri alıcı tarafından kullanılabilir. Satıcının ayıbı biliyor olması ve bunu gizlemesi ise ayrı bir olaydır. Şimdi ona değineceğiz.

Satıcının Araçtaki Ayıbı Bilerek Gizlemesi ve Sorumsuzluk Anlaşması

Satıcının ayıbı bilerek gizlemesi de söz konusu olabilir. Bunu sırf alıcı fark etmesin de bildirim süresi geçsin diye yapıyor olabilir. Çünkü aşağıda da bahsedebileceğimiz üzere ayıptan sorumluluk en fazla 2 yıl süre ile mümkündür.

Bu sürenin geçirilmesi için satıcı ayıp hakkında bilgi vermemiş ve bilerek gizlemiş olabilir. İşte böyle durumlarda 2 yıllık süre uygulanmaz. Buna satıcının ağır kusurlu olması denir ve bu halde satıcı kendisine süresi içerisinde ayıbın bildirilmediği savunmasında bulunamaz.

Ayıplı Aracın Fiyatının Piyasa Değerinin Altında Olması

Bazen aracın piyasa değerinin altında satılmış olması, söz konusu ayıbın karşılığı olarak görülebilir, bu şekilde yorumlanabilir. Ancak bu doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü ayıp denilen problemin esası aracın fiyatı değil, üründeki sıkıntının alıcıya bildirilmemiş olmasıdır.

Bu bildirim yapılmadıktan sonra ürünün fiyatı istediği kadar düşük olsun, satıcının sorumluluğu devam eder. Satıcı ikinci el aracı zaten ucuza sattığı savunmasında bulunamaz.

Araç Galeriden Alınmışsa Kim Sorumlu Olur?

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere ikinci el araç satışında iki temel mevzuat düzenlemesi mevcut. Bunlardan birincisi ‘Türk Borçlar Kanunu’ iken diğeri ‘İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’ düzenlemeleridir.

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki galericiler de yukarıda bahsettiğimiz TBK hükümlerine göre aynen sorumluluk altındadır. Yani 2. el araç alan kişi yukarıda bahsettiğimiz tüm hakları galericilere karşı ileri sürebilir.

Bazen galeriler sattıkları aracı komisyonla satmaktadır. Yani araç başka bir kişiye ait, galerici de aynı emlak komisyoncusu gibi aracı satarak komisyon almaktadır. Böyle bir durumda galeriler 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca satıcı ile eşdeğer nitelikte olur.

Böyle bir duruma TKHK madde 11 hükmü uyarınca yukarıda bahsettiğimiz seçimlik hakların aynısına sahip olunur. Ayrıca genel hükümleri kapsamında tazminat talep etmek de mümkündür. Buna aşağıda değineceğiz.

ÖNEMLİ: Burada bahsetmemiz gereken en önemli husus yukarıda bahsettiğimiz Yönetmelik düzenlemesidir. Yönetmeliğin 15.  maddesi uyarınca sattıkları araçlara 3 ay ve 5 bin kilometre boyunca garanti vermiş olurlar. Tabi burada garanti kapsamı dışında bırakılan bazı durumlar da söz konusudur. Bununla ilgili olarak ‘araba galerilerinin hukuki sorumluluğu’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.



Araçtaki Ayıbın Çok Sonra Fark Edilmesi

Araçtaki ayıbın çok sonra ortaya çıkması ihtimallere göre değerlendirilmelidir. Bu ihtimalleri şu tablo ile göstermemiz mümkündür:


Araçtaki Ayıbın Çok Sonra Fark Edilmesi

Ayıp Satıştan Sonra 2 Yıl İçinde Fark edilmişse

-Satıcıya derhal başvurulmalıdır.

Ayıp Satıştan 2 Yıl Geçtikten Sonra Fark edilmişse

-Eğer satıcının kötüniyetle gizlediği ve ağır ihmalinin bulunduğu bir ayıp söz konusu ise gene derhal başvurulmalıdır.

-Eğer satıcının kötüniyetle gizlediği bir durum yoksa ağır ihmali olmayan bir durum söz konusu ise artık satıcıya başvurulamaz.

Ayıplı Araç Alıcısı Hangi Hukuki Yolu İzlemeli

Alıcının hukuki imkanlarından bahsettik ve bazı ihtimallere göre meselenin nasıl çözümleneceğinden bahsettik. Alıcının; galericinin garanti sorumluluğu, TBK sorumluluğu veya TKHK sorumluluğundan hangisine gitmesi gerektiği meselesi çok önemlidir. Burada tamamen somut olayın şartlarına göre bir belirleme yapmalıdır.

Ayrıca bu 3 hukuki imkan da kendi içerisinde farklı farklı seçimlik haklar barındırmaktadır. Bunlar arasından da hukuki sonuca en yakın olan seçilmelidir. Bu noktada tecrübeli avukatlardan yardım almak gerekir. Aksi halde hatalı yahut ihmali işlemler ile süreç içinden çıkılmaz bir hale sokulabilir ve telafisi güç zararlar ortaya çıkabilir.

Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Yukarıda da kısım kısım değindiğimiz üzere ikinci el araç satışında ayıba ilişkin hakları ileri sürebilmek için satıştan itibaren geçerli olmak üzere 2 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.

Ancak burada 2 yıl içinde satıcıya bu ayıp bildirilmişse artık davanın ne zaman açıldığı veya ne zaman sonuçlandığı önemli değildir. Önemli olan bu 2 yıllık süre içerisinde satıcıya ayıp hakkında bilgilendirme yapmaktır.

Gene değinmemiz gerekir ki eğer satıcı ikinci el aracı ayıplı olarak devretmede ağır kusurlu ise 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaz.

Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Burada malvarlığına ilişkin bir dava söz konusu. Dolayısıyla ikinci el araç satışında satıcının sorumluluğu ile ilgili davalarda Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Ayrıca burada genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemeleri görevlidir.

ÖNEMLİ: Bu tür davalar usuli hata kabul etmeyen davalardır. Malvarlığına ilişkin davalarda basit usuli hatalar çok ciddi bir şekilde zamansal ve parasal kayba neden olabilir. Bu nedenle hem görev – yetki kuralı hem dilekçenin hazırlanması, ikamesi, gerekli ihtarlar vs .bakımından hukuki yardım alınmalıdır.

Dava Sürerken Araç Başkasına Satılabilir mi?

İkinci el araç satışında satıcının sorumluluğu ile ilgili hukuki imkanlar kullanıldığı zaman hukuki süreç devam ederken araç başka bir kişiye satılabilir. Bunun önünde herhangi bir engel yoktur. Yeter ki dava tarihi itibariyle alıcı araca malik olsun.

Ayrıca kişi eğer söz konusu ayıptan ötürü aracı ederinin altında satmışsa bu sefer o arada kalan miktarı da bu davada satıcıdan talep edebilir.

İkinci El Araç Satıcısına Karşı Tazminat Talep Etme

2. el araç satışında satıcının sorumluluğu kapsamında tazminat talepleri uygulamada ayrı olarak sorulmaktadır. Esasen yukarıda bahsettiğimiz seçimlik haklar tazminat taleplerini de kapsamaktadır.

Ancak somut olayın şartlarına göre alıcının başkaca zarara uğratılması söz konusu olabilir. Böyle bir durumda genel hükümler kapsamında tazminat talepli hukuki süreç başlatılabilir.

2. El Araç Alan Kişiler Bu Süreçte Nelere Dikkat Etmeli?

Yukarıda 2. el araç satışında satıcının sorumluluğuna ilişkin bilinmesi gereken tüm önemli ayrıntılara yer verdik. Ayrıca en çok merak edilen soruları cevaplandırmaya çalıştık.

Süreç genel olarak bu şekilde olsa da hiçbir zaman sadece  bu anlattıklarımızla kalmaz. Her somut olay kendi içerisinde farklı hukuki problemleri de barındırır. Bu nedenle mevzuata bütüncül bakılarak ve ihtimalleri önceden hesaplayarak önceden bir hukuki plan çizilmeli ondan sonra hukuki süreç başlatılmalıdır.

Bu noktada yapılacak en sağlıklı iş bu konuda tecrübeli avukatlarla birlikte çalışmak olacaktır. Hukuki yardım alarak hatalı yahut ihmali işlemlerin önceden engellenmesi sağlanmalıdır. Aksi halde telafisi güç zararlar doğabilir